27 Haziran 2016 Pazartesi

Nigde Keriz Sohbet

Gerçekten Velikulu, nişanlısına büsbütün âşık olmuştu. Ama işler öyle bir Umuma geldi ki, Zeynep'in Hudnyar Bey'e “Hayır'' cevabı gittiği zaman, Hudayar Bey de önce, artık kızını Velikulu’ya vermek istemediğini Velikulu’ya, ayrıca Zeynep’e haber verdi. Sonra da Velikulu’ya merhum Kerbelayt Haydar'ın nna, yani Iludayar Bey’e iki yüz manat borcu olduğunu, şikayet etmemesi için acele halledip getirmelerini bildirdi. Zeynep, eğer o kızını Velikulu'yu vermek istemiyorsa, kendisinin de Hudayar Bey'in kızını oğluna hiç almayacağını, ayrıca Kcrbclayı Haydar’ın ona iki yüz manat borcu varsa, senetinı mahkemeye vererek alması gerektiğini bir elçi ile bildirdi.

n bu olaylardan hiç haberi yoktu, çünkü. Velikulu o gün turludaydı, tarlaya tohum serpiyordu. Tarladan eve döndü, hayvanları tavlaya sokup, eve girdi. Anasım üzgün görüp merakla sebebini sordu.

Zeynep, köşeye diz üstii oturmuş, elinde çorap örüyordu. Çok üzgün görünüyordu. Zeynep'in sol tarafında kızı Kiz-zc. yanını yere vermiş, dikkâtle annesinin yüzüne bakıyordu. Kenarda, kuru yerde kızı.iba. kendi kendine bir şey oynuyordu. Velikulu. içeri girince, Zeynep oğlunun yiizüııe bakıp, yine başını aşağı indirdi, sağ eli ile baş örtüsünü gözlerinin üzerine götürünce, Velikulu, annesinin ağladığını anladı.

Velikulu gelip, bir yana ııluıdu, bacaklarını uzatıp, yorgun adamlar gibi duvara dayandı.

Ana, niye ağlıyorsun?

Zeynep başım oğlundan yana kaldırdı. Gözlerinin yaşı sabahın çiğ taneleri gibi kirpiklerini ıslatımşu.

Hayır, yavrum, ağlamıyorum. Niye ağlayayım?

Anlaşılan, Zeynep oğlu üzülmesin diye ağludığım göstermemek için çabalıyordu.

Fizze, doğrulup olurdu, ağabeyine dönerek, ağlamaklı bir sesle dedi ki.

Ağabey, vallahi, anam yaları söylüyor. Anam çoktandır böyle ağlıyor. Hepimizde böyle ağlıyoruz. Demin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder